Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | önleyici saldırı | preemption n. |
Military | ||
Military | önleyici saldırı | pre-emptive strike n. |
Military | önleyici saldırı | preemptive strike n. |
Military | önleyici saldırı | pre-emption n. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Military | ||||
Military | (hamle, saldırı) önleyici | pre-emptive adj. | ||
As a result, the EU will embrace the principle of pre-emptive war. Sonuç olarak AB, önleyici savaş ilkesini benimseyecektir. More Sentences |
||||
Military | küçük bir yenilgiyi göze alarak yapılan erken ve önleyici saldırı | bloody nose attack n. | ||
Military | küçük bir burun kanamasıyla atlatılabilecek erken ve önleyici saldırı | bloody nose attack n. | ||
Military | (hamle, saldırı) önleyici | preemptive adj. | ||
Military | önleyici saldırı ile ilgili | preemptive adj. |